30 Mayıs 2008 Cuma

UÇaMIyoRUZ



Bir hakim dedi ki: yazıda bir kargayla bir leyleğin beraber uçtuğunu, beraber yemlediğini gördüm, şaşırdım kaldım; derken aralarındaki birlik nedir, onu bulayım diye hallerine dikkat ettim.

Şaşkın bir halde yaklaştım. Baktım gördüm ki ikisi de topaldı.

Mesnevi cilt II.

samatya

dayanamadım sana bir de samatya resmi getirdim ayşe. o yol nereye çıkıyor merak ediyorum, birlikte yürüyelim mi?

29 mayıs

29 mayıs oğlumun doğum günüydü. karnım burnumdayken takside allana sallana hastaneye gidişimi hatırladım. dışarıda belediye işçileri İstanbulun fetih töreni için hazırlıklar yapıyordu. deniz kenarından geçiyordu taksi. O zamanlar samatya da oturuyorduk. evimizden dışarıya çıktığımızda denizle burun buruna gelirdik. pencereyi açtığımızda odanın içine tuzlu deniz kokusu yapışırdı. ev yüksek tavanlı eski bir rum eviydi. banyosunda kurnası bile vardı. alt kattaki komşumuz psikolojik tedavi görüyordu. her gece çıkıp sokakları süpürüyor, apartman sakinlerinin uyuduğundan emin olduğu bir saate sessizce apartman merdivenlerini parlatana kadar siliyordu. elleri bembeyazdı.
oğlum doğunca baki gidip şükür namazı kılmıştı. gerçekten de çok güzeldi. İyi ki doğdun Yusuf!

"Anne seni uzun ipler gibi seviyorum, hiç bitmeyen upuzun ipler gibi" "ben de seni şehzadem"

29 Mayıs 2008 Perşembe

kariye içinden bir kariye notu

şimdi sen cumhurbaşkanına tuhaf bir bakışlı söz fırlattın... ben ise sabahın mahmurluğuyla sözün nereye doğru uçtuğunu kimi nasıl ıskaladığını bile anlayamadım.mahmurluğum uykudan yani yeni uyanmakla biraz alakalı elbette ama en çok dün akşam kariye meydanındaki kahveden sana sözler dizmek için verdiğim uğraştan kalan bir mahmurluk bu...uğraştım, didindim ama blogumuza girmeyi başaramadım. tanımadığımız bir çocuk bile uğraştı ve hatta o kırmızı renkli garsonlardan biri bile... oldu dediler hep ama ben olanın ne olduğunu bir türlü göremedim.neyse bütün uğraşlardan sıkılıp başımı ağ bağlantısından gökyüzüne kaldırdım ve yıldızlara baktım sonra da akşamın serinliğine sırtlarını dönmüş masalarda insan silüetlerini süzdüm...kadınlar, erkekler, gençler.. içilen bir bardak çayın, bir nargile dumanının etrafa nasıl yayıldığını seyredip durdum ama bu sırada genç bir çocuğun elinde ışığını saçan cep telefonuna bakışlarım takıldı.. ve zihnim aynen bu telefondaki ışığın hızıyla hiç bilmediğim bir köyün kıyısındaki yaşlı teyzeye doğru aktı.....teyze tam oradaydı işte... evinin arkasındaki köy mezarlığına hemen aceleden metfağın duvarından bir pencere yaptım.. ve teyzenin kolundan tutup mutfak penceresinin önüne getirdim... teyzemiz de hiç itiraz etmeden mezarlığı mutfak penceresinden dalgın dalgın seyretmeye başladı... o seyrederken ben de aceleyle ellerimle mezarlar kazmaya başladım.. sonra da bu mezarlıkların içine teyzenin annesini, babasını, eşini ve büyük kızını gömdüm ve toprağı kapattım.bunları yaparken anlayacağın biraz yoruldum.zaten yaşlı teyzeciğim de fazla ayakta duramadı mezarlığı gören mutfaktan salona geçip koltuğa oturdu. küçük kızını, torunlarını ve oğlunu özledi. yani birden hayatta kalanlara döndük. çünkü en son onları görmüştü ya, en son gördüğünü en çok özlersin diye içimden bir ses geçti. ama içimden yükselen başka bir ses ise insanın aslında hep en yakınındakileri özlediğini söyledi.şimdi oturup düşündüm.iletişim çağının bizi alıp kucağında salladığı şu dünyanın ortasında, cep telefonlarının maillerin falan filan etrafımızda uçuştuğu bir anda teyzenin en çok kimi özlediğini düşündüm. mutfağının penceresinden elini uzatsa taşlarına dokunacağı mezardaki sevdiklerini mi, yoksa gurbetteki çocukları ve torunlarını mı?insan en çok kimi özler ayşe?görme ihtimali olanı mı? hiç görme ihtimali olayanları mı?ben burada kaldım...telefon çaldı.kariye'deki kafeden zihnimi alalece toplamaya,masamın başına geçmeyesabahın telaşına karışmayave gazetenin sabah toplantısına bir an önce yetişmeye çalışırken gider ayak sana yine zihnimden bir soru fırlattım:sahi teyze şimdi en çok kimi özlesin ayşe?

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Cumhurbaşkanın gelsin

"cumhurbaşkanın gelsin" isimli blogtan bir alıntı yapmak istiyorum, kendileri paçoz bölünme yoluyla yoluyla ilerleyen bir sitedir. bu siteyi bana öğreten muhterem arkadaşıma da buradan hürmet etmeyi bir borç bilirim. borcum borç. (bakalım beğenecek misin ayşe)

gerizekalı hükümet çok kötü bişi, bi daha olmasın. gerizekalı hükümeti benim oy verdiğim parti kursun, yasaları o koysun. gerizekalı cumhurbaşkanını da ben seçiyim. gerizekalı federasyon başkanının teomına koyim, meclis başkanı bizim partiden olsun. gerizekalı ötekilere söz vermesin. gerizekalı yaşlı olanlar hemen ölsün. gerizekalı biraz yaşlı olanlar biraz sonra ölsün. gerizekalı genç olanlar ölmesin. gerizekalı bağımsız adaylar her kimlerse ölebilirler. gerizekalı artanya büyük cinnet meclisinde kavga olmasın. (gerizekalı çocuğum izliyor kötü örnek oluyor sonra.)gerizekalı başbakan kim olursa olsun din nedir bilmesin, laiklik çok güzel bişey boşa gitmesin. gerizekalı yanlış hep kullanıyorlar. gerizekalı süpermen buraya uçsun cumhurbaşkanı olsun. gerizekalı en çok bizim partiyi sevsin ama çaktırmasın. gerizekalı milletvekilleri bıyık bırakmasın. gerizekalı sakal da bırakmasın. gerizekalı hatta kafa bırakmasın. gerizekalı bütün milletvekilleri kafasız olsun. gerizekalı böyle kafası kopmuş olsun. gerizekalı bizim parti hariç lan! gerizekalı bizim parti süper, onların kafası kalsın. gerizekalı bütün bakanlıklar bizim partiden çıksın.gerizekalı cumhurbaşkanımız meclis dışından olsun. gerizekalı halkın içinden gelsin, yüreğinden kopsun. gerizekalı mençıstır united'ı tutsun. gerizekalı mençıstır united şampiyon olsun. gerizekalı bi tane yasa çıkaralım hemen. gerizekalı kadınlar hep etek giysin. gerizekalı cici kızlar çirkin seslerle söylensin. gerizekalı alanis norissette artanya'da konser versin. gerizekalı gerekirse uçak kaldırıp evinden aldırılsın.gerizekalı bizim parti arada halı saha yapsın oynayalım. gerizekalı öteki partiler kafaları kesik olduğundan kafa topuna çıkamasın fakat bacak arası yiyebilsin filan. gerizekalı maliye bakanı da ben olıyım. gerizekalı sonra diyelim başımız mı sıkıştı, hemen başbakanımızı arayabilelim: gerizekalı alo başbakanım naber ya nasıl gidiyor işler hayırsız hiç arayıp sorduğun yok naber yaa, bizim bir iş vardı da olsun. gerizekalı hemen olsun. gerizekalı başbakan halkıyla kucaklaşsın. gerizekalı cumhurbaşkanı da kucaklaşsın. gerizekalı şey gibi köşkünde beklemesin.gerizekalı din aslında sanırım yasaklansın galiba ya.. gerizekalı din yasaklanınca, oh be!, kafa bırakmadınız kafa, din yasak olsun! herkesin dini kendine herkes içinde yaşasın, filan olsun. gerizekalı ama ibneler ibneliklerini içinde yaşamasın. gerizekalı örneğin biri hemen ibne mi olmak istedi, sokağın ortasında, otuz beş yaşında ortaya çıkan hormonlarından filan bahsetsin bi mal beyanında bulunsun, hop, ibneleşsin. gerizekalı özgürce yaşasın ibneliğini. gerizekalı faşiştleri de hiç sevmiyorum. gerizekalı en büyük artan'lar nedir, başka büyük olmayan yerde en büyük mü olur. gerizekalı hiç güzel değil.gerizekalı insanlar birbirini öldürsün. gerizekalı istediği biri ama. gerizekalı mesela sen seni bakkal hans mı öldürsün istiyorsun, hemen o öldürsün. gerizekalı hans ay beni kan tutar filan derse sen onu öldürürsün. gerizekalı sen onu öldürünce hapise girmiycen ama. gerizekalı şimdi şöyle gelişecek; herkes birbirini öldürebilecek ve diyelim taraf olmak da yok. gerizekalı sadece zaman var. gerizekalı cumhurbaşkanı açıklıycak bunu, diycek ki adam: gerizekalı beyler şimdi saat on yedi. gerizekalı saat on sekize kadar isteyen istediğini öldürsün. gerizekalı bir dahaki sefere kadar öldürmek yok anlaştık mı? gerizekalı anlaştık, böyle olucak. gerizekalı drd1'de ve diğer kanallarda flaş haber olucak ki herkes silahına bıçağına taşına sopasına sarılıcak. gerizekalı yumruğuna sarılan yok, olsun, yumruğuna sarılan yok olsun, olsun evet oh olsun.gerizekalı otobüslerden başlayacağız otobüslerden! gerizekalı cumhurbaşkanım izin vermiş, sen kimsin ulan; dan! gerizekalı o sırada beni de öldürmek isteyen ibneler vardır tabii, aaa ama; buna bir önlem alınacak. gerizekalı devlet beni koruyacak arkadaşım, devlet ne işe yarar, başka işi yok mu devletin, haa tamam o zaman ya beni koruyacak. gerizekalı devlete ben istediğimi diyeceğim, devlet de beni aslanlar gibi koruyacak. gerizekalı şimdi şöyle koruyacak; bilmiyorum bişekilde koruyacak. gerizekalı yani bana sormadı çünkü böyle 1 saatlik bir birbirini öldürme şeysi çıkarırken, ama benim oy verdiğim adam, oyumu nasıl geri alıcam. gerizekalı bizim parti hiç hata yapmazdı aslında alla alla, zaten yapmadı ki kandırdım, cumhurbaşkanıydı hata yapan.gerizekalı hata yapan cumhurbaşkanları harakiri yapacak. gerizekalı zaten dinimiz olmadığı için intihar etmek günah da olmıycak. gerizekalı dinimiz olsaydı günah olurdu. gerizekalı dinimiz bir olmayınca var ya, uff amma da dinsiz olucaz, her şey çok süper olucak! gerizekalı din çünkü bu, cumhurbaşkanım dinsiz olacak. gerizekalı yaşasın. gerizekalı herkese eşit. gerizekalı her şeyi sezer. gerizekalı diyelim adam ateist mi, git sev lan, ibne!, niye sevmiyosun. gerizekalı adam ateist diye insan da mı değil bi kere. gerizekalı napalım, artanya'da doğsa müstafin olurdu, şeyde doğmuş olmamış, ne olum, adam germeniyse napalım yani, zaten katlettiniz adamları, ayıp, bak onlar hiç senin şeyinden adamları vuruyor mu, yoo, hiç tahudiler, tahudiler hiç kamaz kılıyor mu, yoo. gerizekalı mis gibi. gerizekalı horuç da tutmuyorlar. gerizekalı enfes gibi. gerizekalı zaten horuç tutmayınca acaip güzel. gerizekalı hele içimi en çok burkan burkan bayramları, nasıl midem bulanıyor. gerizekalı yazık o hayvanlara :(((( gerizekalı kıyamam ki.gerizekalı kıyılmayacak. gerizekalı kasaplara söyleyin, kıyma da yapılmayacak. gerizekalı inek nüfusu azaldı. gerizekalı biraz saygı gösterilecek. gerizekalı her şeye biraz saygı gösterilecek. gerizekalı adam diyelim geldi senin gtüne, pardon; götüne, kazık mı soktu, hemen saygı göstericeksin, oha süper soktun tebrikler, gibi, insan hakları minsan hakları. gerizekalı o ülke ancak böyle kurtulacak. gerizekalı saygı çok önemli.gerizekalı sizin işinize geldiğinde içinize gelen saygınızı sikeyim e mi.
gerizekalı bizim parti en büyük,
bir başa gelelim yeter,
her şeyimizi kaldırıcaz;
HER ŞEYİMİZİ!
07.03.2038, 75-38 doğu meridyeni 16-39 kuzey paralelleri, şingor suşi salonu yanı (şofa eczanesi üstü)
sevgili dostum thomas more'a sevgilerimle.. ruhu şâd olsun.
tanrı insan'ı korusun ve yüceltsin.
amin. amen.
ve diğerleri.
ilgilenenlere adres: http://029ur.blogspot.com/

27 Mayıs 2008 Salı

atar damar ve toplar damar mevzuu

hangisi olmak istiyorsun, her şeyi sağa sola atan, hızlı şarkılara benzeyen bir damar mı? yoksa toplayan, vefa sahibi, kalender damar mı? her şeyi depeche mode amcalar açıklıyor : "bu günahın beni daha iyi bir insan yapacak olmasına inanmak zorundayım" . ( galiba bu söz daha keskindi, bunu bana ilk söyleyen nadide insan fatma'ya danışmak zorundayım) şarkı sözünden ziyade bir felsefi akımın klişesi gibi. ben de şöyle bir ders çiviliyorum buradan kendime : her ne kadar atar damar olsam da bu beni toplar damar yapacak yegane hazinemdir. iyi mi?

şimdi (part II)

şimdinin ikinci bölümünde - ki bu sonraya bir adım yaklaştık demektir- sizinle ankara anılarımı paylaşmak istiyorum ayşe hanım. ( siz bu blogun İstanbul şubesi olun ben de Anakra şubesi olayım bakalım talih bize neler gösterecek, başka başka şubelerimiz de olur belki ve biz de kobi olmaktan kurtulur saniyileşiveririz) malumunuz her gün ingilizce kursuna gidiyorum. böylelikle her gün metroya biniyorum. size metro anılarımda bir kuple sunacağım. sahne 12, çekim 5, motor, şak ( bu klapenin sesiydi):
metroya seksen yaşlarında bir amca bindi, tam roman kahramanı, zira hayatımda ütüsü bu kadar mükemel olan bir pantolanla o yaşlarda bir amcayı hiç iç içe hiç görmedim. takım elbise giyiyor, renk krem, hani şu yazlıklarda giyilen ve rüzgarda pır pır dalgalanan o kumaşlar var ya. halk arasında "tiril tiril" denen. boynunda çok şık bir fular var. ve şapkası Atila İlhan'ın başından fırlamış ve adama yapışmış gibi...
Ben onun eşi olacak muhtemel hanımefendinin o pantolonu nasıl zorla ütülediğini düşünürken herkesin adama sinir sinir baktığını farkettim. galiba bu kadar özenli olduğu için onu sapık yerine koyanlar bile vardı ( sarışın bir kadın hışımla çantasını onunla kendi arasına koydu). güzel olmak bu kadar mı suç ayşeciğim?

şimdi

ben tam bir çaresizim. çünkü her şeyi unutuyorum. çay içtiğim küçük ucuz kahvelerde, defterlerimi, şemsiyelerimi, kalemlerimi unutuyorum. kandillerde aramam gerken insanları unutuyorum. aygazda çaydanlığı unutuyorum, insanlara verdiğim randevuları unutuyorum. ortaokul anılarımı unutuyorum. şimdi ayşelerden hangisi olduğumu nasıl hatırlayabilirim ki? bir elmanın içinde seyahat eden iki ayşe varsa, ve bunlardan birinin plakasını düzeltmek gerekiyorsa, rica ederim ayşe hanım o siz olun. ben zira unutkanım.

26 Mayıs 2008 Pazartesi