27 Mayıs 2008 Salı

şimdi (part II)

şimdinin ikinci bölümünde - ki bu sonraya bir adım yaklaştık demektir- sizinle ankara anılarımı paylaşmak istiyorum ayşe hanım. ( siz bu blogun İstanbul şubesi olun ben de Anakra şubesi olayım bakalım talih bize neler gösterecek, başka başka şubelerimiz de olur belki ve biz de kobi olmaktan kurtulur saniyileşiveririz) malumunuz her gün ingilizce kursuna gidiyorum. böylelikle her gün metroya biniyorum. size metro anılarımda bir kuple sunacağım. sahne 12, çekim 5, motor, şak ( bu klapenin sesiydi):
metroya seksen yaşlarında bir amca bindi, tam roman kahramanı, zira hayatımda ütüsü bu kadar mükemel olan bir pantolanla o yaşlarda bir amcayı hiç iç içe hiç görmedim. takım elbise giyiyor, renk krem, hani şu yazlıklarda giyilen ve rüzgarda pır pır dalgalanan o kumaşlar var ya. halk arasında "tiril tiril" denen. boynunda çok şık bir fular var. ve şapkası Atila İlhan'ın başından fırlamış ve adama yapışmış gibi...
Ben onun eşi olacak muhtemel hanımefendinin o pantolonu nasıl zorla ütülediğini düşünürken herkesin adama sinir sinir baktığını farkettim. galiba bu kadar özenli olduğu için onu sapık yerine koyanlar bile vardı ( sarışın bir kadın hışımla çantasını onunla kendi arasına koydu). güzel olmak bu kadar mı suç ayşeciğim?

Hiç yorum yok: