1 Haziran 2008 Pazar

29 mayısa bir de hüzün ekleyelim

29 mayıstan madem söz açtın
bende bir 29 mayısta annemle vedalaştığımdan bahsedeyim
annem olmazsa bu dünyada hayatın duracağına inanan ben
annemin iyileştiği müjdesini veren doktorların sesine kanıp nasıl bir günlüğüne ankara'ya gittiğimi anlatayım.
ama inan ki bir doğum hikayesi gibi deniz kenarından geçen bir öykü olmayacak bu..
uzun ipler boyu bir anneye seslenmek hiç kolay olmayacak.
bunu hissedip mayıs ayından bir haziran sabahına atlayayım en iyisi...

2 yorum:

vedide yalınayak dedi ki...

"uzun ipler boyu bir anneye seslenmek hiç kolay olmayacak." bu cümleyi gerçekten kurdun. alacağın olsun. insan birden bire böyle zarifçe yerle yeksan edilir mi, edilirmiş.

gazoz kapağı dedi ki...

annen hakkında cebimde biriktirdiğim ne güzel bilgiler var. ondan bana bahsettiğin zamanları çok seviyorum. onun elini öpmeyi gerçekten çok isterdim. Mesela şu görüntü nasıl güzel: "Küçük kız apartmanın önünde arkadaşlarıyla oynuyor. kendisinin hiç bebeği yok, bir o arkadaşının bir bu arkadaşının bebeğini alıyor oynarken. arkadaşları da rahatsız değil. annesi onu camdan bir müddet seyrettikten sonra büyük kızlarından birini oyuncak bebek aldırtmaya gönderiyor." sen şöyle bitirmiştin: annem bana bakarken ne gördü acaba? halbuki ben mutluydum, oyuncağım yok diye düşünmüyordum. ama annem ne gördü kimbilir.