13 Ekim 2008 Pazartesi

çocuklara şeker güzellemesi

gazoz kapagım, senin yazdıklarını okuyunca garsonların süklüm püklüm olmuş hallerine duyduğum derin merhamet yerine eyüpte çocuklara şeker dağıttığımız gün geldi aklıma... yusuf sen ve ben nasıl akşamın alaca karanlığında kendimizi bu iyilik için adamıştık değil mi...
her zamanki yanlış hesabım yüzünden (bu yüzden hesaplı işleri sevmiyorum işte) marketten bir sürü şekerle ayrılmıştık... sonra üçümüz yol boyu gördüğümüz her çocuğa şeker ikram etmiştik.. iyilik melekleri olarak gezerken bir yaşlı kadın beni çağırmış ve kendisine yumurta almamı istemişti ve sen 'izin verirsen bu iyiliği ben yapayım' tarzından bir cümleyle kadının yumurtalarının parasını vermiştin ve böylece o akşamın en kolay iyiliğini sen kaptığın için sürekli mızıkçılık yapmıştım....
ya bir de durup durup bu kadar çok şekerle iyilik yapınca bunu bünyem kabul etmemiş gece beni ateş basmıştı...
bunları hatırladım:)
hatırlatayım dedim...
ne de olsa çocuklara şeker dağıtmanın bana iyi geleceği fikrini veren sendin:)
hatırladın mı şimdi...
ya bu arada tatlım canım herkese kızıp bağırmak istiyor... şeker dağıtıp iyilik toplama havasından çok uzağım bu günler..
geçer mi geçer... herşey gibi bu durumda kendiliğinden geçer diye bekliyorum

4 Ekim 2008 Cumartesi

Benzin istasyonlarındaki amcalar ve çocuklar

Bayram tatilinde otobomille akrabaların evlerine çukulata götürmek kuşkusuz şehir içi otobüslerle hareket etmekten keyifliydi. Bayram dolayısıyla bedava olan otobüslerin içi turşu bastırılan küpler gibi sıkış tıkıştı. Gerçi sahip olduğumuz bu "keyifin" dez avantajlarını da yaşamadık sayılmaz. Özellikle benzin istasyonlarında. Rüzgarın "çap çap" yüzü vurduğu bu istasyonlarda bir el otomobilinize benzin doldururken diğer el hemen kirli olduğu varsayılan camları temizlemeye başlıyor. Bunun neresi rahatsız edici olabilir diye düşünebilirsiniz. Sadece yaşamanız lazım diyebiliyorum. Siz o sıcak arabanın içindeyken, üzerine bol gelen tuhaf bir tulumla on dört yaşındaki çocuk burnunuzun dibinde temizlik yapıyor. Gerçi çocuk olması yine iyi. Bazı istasyonlarda bunu yapan amcaların yaşları kırkla elli arası. Bu temizlik işi yapılırken o kadar yakın duruyorsunuz ki anlatamam. Aramızdaki cam olmasa iki yabancının o denli yakın durması muhtemelen abes kaçar. İşte bu yakınlık içerisinde bu amcalarla çocuklar asla size başını kaldırıp bakmıyor. Eğitimi çok iyi verilmiş eski bir köle gibi. Ayşe Olgun'un - evet senin- asla otomobille mutlu olamayacağını düşündüm birden. Zira lokantalarda servis yapan garsonlara dahi sürekli belli bir eziklik içinde bulunan bir kızı bu tabloda bir yere koyamadım. İşte böyle, hayırlı bayramlar.