26 Haziran 2008 Perşembe

neredeyim ben

ne zamandır gelemiyordum, şimdi geldim ama pek de "burada" sayılmam. çok uzun zamandır kayıbım. ankara beni çaktırmadan yuttu. Başta o kadar zararsız görünüyordu ki... sonra o önemsenmeyen, dikkate değer görülmeyen şey kabarmaya, ve hayatımın saçını başını yolmaya başladı. her şey burada aynı torna tezgahından çıkmış. Biraz Ulus hariç. evet evet ulus hariç. ona Eminöünden bayağı serpilmiş. ulus yani ulus semti, Ankaranın merkezi aslında. tam göbeği. eski meclis, eski binalar ve de Hacı Bayram Veli Hz.leri orada dinleniyor. Neden şehrin tam merkezlerini fakir insanlar tutar acaba? Burada da böyle. fakirler, güzeller, tehlikeliler. Ulusta hırsızlık çok olurmuş. gece kondular bir sürü. Evet bana Eminönünü hatırlatıyor. Belki de uzun zamandan sonra "selamunaleyküm" selamını orada tesettürlü bir kadından duyduğumdum içindir ulusu birden bire bu kadar kalbime sokuşum. ben bu selamı o kadar uzun zamandır duymuyordum ki. siyah eşarplı orta yaşlı kadın bu selamı verince, japonlar gibi eğilip ağzımı minnettarlıkla açıp aldım selamı. o kadının ardına takılıp gitmeyi bile düşündüm. Ankra böyle işte. içinde o kadar şey yok ki.

Hiç yorum yok: